Yaşasın 1 Mayıs

“1 MAYIS’TA BİRLİK, MÜCADELE, DAYANIŞMA VE İNSANCA BİR YAŞAM İÇİN ALANLARA!
Ülkemizin tüm değerlerini ve tüm güzelliklerini üreten İşçiler, emekliler, işsizler, kadınlar, gençler, emeğin en yüce değer olduğuna inananlar;

İnsanca bir yaşam ve güzel bir gelecek isteyenler, insana yakışır çalışma koşulları ve onurlubir yaşam isteyenler;

1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun!

Bu yıl 1 Mayıs’ta üzüntümüz derin, öfkemiz daha büyük… Hep birlikte yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz.

Munzur Kültür ve Doğa Festivali YASAKLANDI!

  1. Munzur Kültür ve Doğa Festivali YASAKLANDI!

Bu yıl, 26-29 Temmuz arasında yapılması planlanan 18’inci Munzur Kültür ve Doğa Festivali’ne valilik tarafından izin verilmedi.

Vali değişti ancak festivale yönelik anlayış değişmedi. Geçtiğimiz yıl da yasaklanan festivalde, bölgenin doğal ve kültürel zenginlikleri öne çıkarılacaktı. Festival programında paneller, konserler, şiir dinletileri gerçekleşecekti. Ayrıca inanç mekanları ve şehrin ilçeleri ziyaret edilecekti.

Biz Esenyurt Dersimliler Derneği olarak tüm hazırlıklarımızı yaparak 25.07.2018 tarihinde saat 12.00 üyelerimiz ile dersime hareket ettik aynı gün yolda iken saat 13.00 gibi  Dersim Valiliğin festivalin yasaklandığının bilgisini aldık, bu yasaklama  Dersim halkının inancı, dili, kültürü ve doğasına karşı bir yasak ile karşı karşıya olduğumuzu gördük bu nedenle programımızı iptal etmeden dersime, ülkenin diğer şehirden gelen otobüsler ile birleşerek munzur’a akmayı sürdürdük inanç merkezlerimizi  “ Düzgün Baba, Munzur Gözeleri, Derviş Cemal ocağı, ve sarısaltık türbesini ziyaret ettik”  ve Nazimiye, Ovacık, Pertek, Hozat ve Mazgirt ilçelerini ziyaretlerde bulunarak dersimin yaşanan her türlü baskı, yasaklam ve keyfi uygulamalara karşı olduğumuzu Dersimi sahiplenmeye devam edeceğiz,

“Bu festivalle doğamıza, kültürümüze ve inancımıza sahip çıktığımızı göstermeye çalıştık. Her yıl binlerce insan Türkiye’nin ve Avrupa’nın birçok ilinden Dersim’e geldi. Dersim’de yaşayan insanlarımıza yalnız olmadıklarını göstermeye çalıştık” 19. Munzur Kültür ve Doğa Festivalinde buluşmak üzere 30.07.2018 de Dersim den ayrıldık.

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ

Hüseyin KALANÇ
Dernek Başkanı

Eğitim Kurumları ile kurumsal anlaşmalarımız

Esenyurt Dersimliler Derneği Olarak Eğitim kurumları ile yaptığımız protokol gereği

Esenyurt ve çevre ilçelerde bulunan hemşirelerimize eğitim alanında olanak sağlamak amacıyla Anlaşmalı eğitim kurumlarımız

4. OLAĞAN GENEL KURULA DAVET

Derneğimizin 4. Olağan Genel kurulunu Dernek Merkezimizde 23 Haziran 2018 saat 14.00 toplanmasına, yeterli çoğunluk sağlanmaması durumunda 1 Temmuz 2018 Pazar saat 14.00 aynı adreste yapılmasına karar verilmiştir.

 

GÜNDEM

  1. Açılış
  2. Divan üyelerinin seçimi ve saygı duruşu,
  3. Açılış Konuşması
  4. Konukların Konuşması
  5. Faaliyet ve Denetçi raporlarının okunması ve müzakeresi,
  6. Aidatın yeniden belirlenmesi
  7. Dernek Yönetim Kurulu ve Dernek Denetim Kurulunun Birlikte Seçilmesi
  8. Dilek ve Temenniler
  9. Kapanış.

Yaşasın 1 Mayıs! Biji Yek Gulan!

Tüm Dünya Emekçilerinin “BİR MAYIS İŞÇİ BAYRAMI”nı yürekten kutluyoruz 1 mayıs taksim alanı emekçiye kapatılamaz.

 

Cenazeye saldırmaktan daha aşağılık ne olabilir?

O an, en zayıf andır,  En yakınındakileri kaybedenler iyi bilir; bir insanın en kırılgan, en acılı, en zor zamanı, yakınını toprağa verdiği andır

Hatun Tuğluk’un cenaze töreninde, ‘dışarıdan getirtildiği’ söylenen kişiler, sloganlarla karışık hakaretler yağdırırken polisin kılını kıpırdatmaması… ‘Burası Ermeni toprağı değil’ diye bağırılması… Saldırılar durdurulamadığı için, yeni defnedilen cenazenin çıkarılıp Dersim’e götürülmek zorunda kalınması… Hepsi, olayın sıradan bir ırkçı saldırının ötesinde olduğunu gösteriyor.

İster adı Hatun olsun, ister Nermin. İster Türk olsun, ister Kürt, ister Amerikalı. İster HDP’li olsun, ister AK Partili. İster dindar, ister Allahsız. Bir ölüye, bir cenazeye saldırmak bu dünyada yapılabilecek en aşağılık, eylemlerin başında gelir.

Cenazeye saldırmak, hiç bir dinde, hiç bir inançta yoktur.. İnsanlıkla alakası yoktur. Sizler hangi dindensiniz.??? Nesiniz? Nasıl bir yaratıksınız.???

Esenyurt Dersimliler derneği olarak yapılan çirkin saldırıyı kınıyoruz…

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ

Hepimiz Nuriye ve Semihiz!

Boşuna ”hukuk iktidarların fahişesidir” dememiştir Bakunin…

Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Operasyonlarla, Gözaltılarla, Tutuklamalarla, Komplolarla, İftiralarla, Yalanlarla YENEMEZSİNİZ..!!

Akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça, “İşimi, ekmeğimi, onurumu istiyorum” diyerek başlattıkları açlık grevinin 76. gününde çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Adli kontrol için karakola gidip imza atmalarına karşın önceki gece düzenlenen ev baskınının ardından gözaltına alınarak adliyede savcıya ifade veren Özakça ve Gülmen, savcının sorularının ardından tutuklama talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi,

Mahkeme, tutuklama gerekçesinde Gülmen ve Özakça’nın “üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin var olduğu” değerlendirmesinde bulundu. Mahkeme “tutuklanmamaları halinde adaletin işleyişine zarar verecekleri ve eylemlerin ceza süreleri dikkate alındığında adli kontrol koruma tedbirlerinin yetersiz kaldığı” gerekçeleri ile Gülmen ve Özakça’nın tutuklanmasına karar verdi, Gülmen ve Özakça’nın Sincan Cezaevi’ne götürüldüler.

Şimdi herkesin kendi dilinde itiraz etme, hak arama zamanı. İsteyen dua etsin, isteyen türkü yaksın, isteyen eylem yapsın. Ama susmasın…

Nuriye ve Semih tutuklandı. Onların tutuklanması AKP’nin çaresizliğidir.

Şimdi görevimiz Nuriye ve Semih’in yaktığı ve bütün ülkeye yayılan direniş ateşini daha da büyütmek.

Nuriye ve Semih Yalnız Değildir

 

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ

Cumhuriyet susturulamaz..

Cumhuriyet susturulamaz..
Ülkede iktidarın yanında olmayan herkesin “düşman hukuku” içerisinde cezalandırıldığı bir süreç yaşanırken, yapılan hukuksuzluklara karşı dava açılmasını, avukatlarla görüşme hakkı da dahil savunma hakkını kısıtlayan kararlar yeni KHK’larda yer almış, hukuksuzluk bir kez daha hukuk halini almıştır.
Gözaltı, işkence, tutuklamaların günlük hale geldiği, Her saldırısına yeni bir halka ekleyen AKP iktidarı OHAL bahanesiyle, darbe girişimiyle hiçbir alakası olmayan KHK’larla halka karşı saldırısındaki keskinliğini açıkça göstermektedir. Otuz güne kadar süren keyfi gözaltı kararları, öğretmenlerin mesleklerinden ihraç edilmeleri;
üniversite, liselerdeki öğretim üyesi, özel güvenlik kılığındaki polislerin öğrencilere saldırması;
“proje okul” kapsamında okulların imam-hatipleştirilerek gericileştirilmeye çalışılması; avukatların kendi mahkemelerine dahi girememesi, hukukun ayaklar altına alınması;
yerel yönetimlere kayyum atanması;
barış, çözüm aldatmacalarıyla milletvekillerini tutuklatması;
eylem, yürüyüş yapmak isteyenlere biber gazı, joplarla saldırılması
ve son zamanlarda muhalif basın emekçilerine yapılan saldırıları, AKP iktidarının çözümsüzlüğünün ürünüdür.
Tüm bu olumsuz gelişmeler yaşanırken basın-yayın organlarına yönelik kapatma kararlarının devam etmesi, gerçeği gizleme ve eleştirileri susturma çabası olarak görülecektir. Cumhuriyet Gazetesi yöneticilerinin ve yazarlarının keyfi ve dayanıksız suçlamalarla gözaltına alınması ve Cumhuriyet Gazetesinin susturulmak istenmesi faşizmin geçmişte kalmadığını göstermektedir.
İktidarın baskı, linç, karalama politikalarına ve faşizan uygulamalarına inat, emekten yana, halkın haber alma hakkı için mücadele veren, gerçekleri korkusuzca sayfalarına taşıyan Cumhuriyet Gazetesi’ne, asla yalnız değilsiniz diyoruz!

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ

Katliamın Sorumlusu Tanıyoruz..

DERKatliamın Sorumlusu Tanıyoruz..

Dün Ankara’da Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi için toplanan

“Savaşa İnat Barış Hemen Şimdi!”  Saray’ın saltanatı uğruna aylardır kan dökenlere “Dur!” demek için Savaşa karşı barışı; baskı, şiddet ve zora karşı özgürlükleri ve demokrasiyi; yolsuzluğa, hırsızlığa ve sömürüye karşı emeğin mücadelesini hep birlikte yükseltmek için Türkiye’nin dört bir yanından gelmişlerdi

Türkülerini, halaylarını,  pankartlarını, sloganlarını ve coşkularıyla miting alanına yürüyüş başlarken patlattılar bombaları.

Türkiye’nin göbeğinde, Ankara Garı’nın, binlerce polisin gözü önünde patlattılar. Şu ana kadar belirlenebilen Doksan Beş canımız hayatını kaybetti, yüzlerce can yaralandı.

Üzgünüz, Öfkeliyiz,

Hiç kimse bize bu katliamın faili meçhul olduğunu söylemesin.

Bombaları tanıyoruz. 5 Haziran’da Diyarbakır’daki, 20 Temmuz’da Suruçtaki patlamalardan tanıyoruz; “aynı seriden” olduğunu biliyoruz.

Katilleri tanıyoruz.

Katiller; diktatörlük hevesleri 7 Haziran seçimlerinde kursaklarında kalanlardır.

Katiller; 400 vekil alamadıkları için ülkeyi iç savaşa sürükleyenlerdir.

Katiller; yarattıkları terör ve dehşetin korkusuyla 1 Kasım seçimlerinden galip çıkmaya çalışanlardır.

Amaçlarını biliyoruz.

Amaçları; bizi korkutarak, bizi yıldırarak, bizi sindirerek on üç yıllık zulüm ve hırsızlık düzenlerini sürdürmeye çalışmaktır.

Amaçları; halkın iradesine rağmen KaçAK Saray’daki iktidarlarını devam ettirmeye çalışmaktır.

Bu Katliamı Yapanları KINIYORUZ

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ

12 Eylül ruhu AKP ile yaşatılıyor.

12-eylul-akp-ile suruyor“12 Eylül, AKP İktidarı ile devam ediyor”

 

12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin üzerinden 35.yıl geçti. Yasama, yürütme ve yargı erklerini ellerinde toplayan darbeciler baskı ve zulümle insan hak ve özgürlüklerini yok ettiler. Süngü zoruyla oylattıkları 1982 Anayasası ile toplumsal, siyasal, sosyal hayatı cendere altına aldılar.

12 Eylül 1980 Askeri Cuntasının Türkiye Halklarının yaşamını postalar altına alarak ülkeyi açık hapishaneye çevirdiği bir dönüm noktası olarak tarihe geçti.

ABD yönetiminin cuntacılar için “bizim çocuklar yönetime el koymuş” diyerek cuntaya sevinmişlerdir.

Peki, neydi ABD’nin sevindiğ? 45 milyon halkın zaptırap altına alınıp; işkencelerden, tutuklamalardan, infazlardan, idamlardan geçirilmesi miydi?

 

İşte 12 Eylül askeri cuntanın bilançosu…

 

12 Eylül’ün ardından toplum üzerinde acımasız bir terör estirildi. 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyon 683 kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. İdam cezası verilen 517 kişiden 49’u infaz edildi. 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı. 927 yayın yasaklandı 39 ton gazete ve dergi sakıncalı bulunarak imha edildi, 937 film yakıldı. 400 basın mensubu yargılandı, toplam 3.115 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. 3854 öğretmen ve 120 ilerici üniversite öğretim görevlisinin işine son verildi. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi. 14 kişi cezaevlerindeki uygulamaları protesto etmek için yapılan açlık grevlerinde yaşamını yitirdi. “Kaçarken” vurulanların, “çatışmada” ölü ele geçirilenlerin, “intihar” edenlerin sayısı yüzlerle ifade ediliyordu. 12 Eylül öncesi sivil faşist çeteler aracılığıyla gerçekleştirilen “operasyonlar” artık bunlara ihtiyaç duyulmadan gerçekleştiriliyor, Yaşamın her alanı “askeri disiplin” altına alınmaya çalışılıyordu.

 

35 yıl önce ülkemizin tablosu böyle iken Amerikan emperyalizminin emriyle gerçekleşen 12 Eylül rejimi bu ülkede 35 yıldır sadece anayasasıyla değil, Amerikası’yla, ordusuyla fiilen yönetimdedir. bu tablo AKP iktidarının olağanüstü hal uygulaması, sokağa çıkma yasağı, güvelikli bölgeler ilan ederek, kendi halkına karşı yeni katliam politikaları ile 12 Eylül ruhu AKP ile yaşatılıyor.

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ

 

Dersim’de Olağanüstü Hal Uygulamasına Geri Dönüş

Dersim’de Olağanüstü Hal Uygulamasına Geri Dönüş

 Dersim halkına yönelik saldırılar ve baskılar durmak bilmiyor.

Tunceli Valiliği, Dersim kent merkezinde 7, Ovacık ve Hozat İlçeleri’nde 2, Çemişgezek, Mazgirt ve Nazimiye İlçeleri’nde de 1’er bölge olmak üzere toplam 14 bölgenin özel güvenlik bölgesi ilan edildiğini duyurdu.

Tunceli Valiliği, 4-9 Ağustos tarihlerinde uygulanacak olan özel güvenlik bölgesine sivillerin girmesi yasakladı.

Ardından dün basında yer alan manşet

 “Dersim’de, dün PKK’lilere yönelik başlatılan operasyon sırasında, bölge helikopterler ile bombardıman altına alındı. Bombardıman sonrasında Pülümür’de orman yangını başladı. Yangının, kent merkezi ile Pülümür arasındaki binlerce hektarlık alana yayılmasından endişe ediliyor.

Bu yasaklamanın nedenlerini biz Dersimliler çok iyi biliyoruz, daha fazla orman yakma, Katletme, tutuklama, yargısız infaz, köy boşaltma ve doğa tahribi gibi çeşitli biçimlerde süren baskıların devamıdır.

AKP iktidarının amacı Dersim yaşanılmaz hale getirerek;  baskılara boyun eğsin, yaşananlara kader diyebilsin Dersim halkı sussun,

Bizler Esenyurtta yaşayan Dersimliler olarak; coğrafyamızda yaşanan her türlü antidemokratik uygulamaları kınıyor. Dersimde her ne ad altında yapılan yasaklamaların derhal kaldırılarak yaşanan orman yangınların derhal söndürme çalışmaları başlatılmalıdır.

 

Dersimde Orman Yangınlarına Son Vermelidir.

Dersimde OHAL uygulamasına son verilmelidir.

Dersimde Antidemokratik uygulamalara son verilmelidir.

 

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ

Yargısız infazlar Sürüyor!

İstanbul Başta Olmak Üzere 13 İlde Terör Estiriyor! Halkın Güvenliğini Aldığını iddia eden Akp iktidarı onlarca Devrimci Kuruma ve yoksul Mahallelerdeki Devrimcilerin Evlerine Operasyon Düzenleyerek Bir devrimciyi daha evinde infaz etmiştir. Katledilen devrimci Günay Özarslan basın-yayın-medya kuruluşlarınca sunulan haberlerde “canlı bombaydı” söylemleri ile katliamı aklama çabalarına tanık olmaktayız.
Biz Bu İktidarı Tanıyoruz!
AKP İktidarda Kaldığı Süre Boyunca Genç Yaşlı Demeden Halkın Tüm Kesimlerine Saldıran Gezi de Soma, Ermenek, Roboski, Diyarbakır ve son olarak Suruç’ta da Katledilen Canlarımızın tek Sorumlusudur
Bizler Tüm Yaşanan Katliamların ve Son Olarak da Bugün Yaşanan Ev, Dernek Baskınlarını ve yargısız infazı kınıyoruz.

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ