“Seyit Rıza ve Dersim Tertelesi” söyleşisi.

Esenyurt Dersim’liler derneğinde:”Seyit Rıza ve Dersim Tertelesi” söyleşisi.
Esenyurt Dersimliler Derneğinin organize ettiği “Seyit Rıza ve Dersim Tertelesi” konulu söyleşi ve kitap tanıtım etkinliğine “İki tutam saç ; Dersim’in kayıp kızları belgeseli” yönetmeni yazar Nezahat gündoğan, eşi yazar Kazım gündoğan , “3. Bölge Ardahanlılar Derneği” ,”Demokrat Göleliler Platformu” ve Muzaffer oruçoğlu okurları katıldı.
Esenyurt Dersim’liler derneği başkanı Hüseyin kalanç’ın yönettiği söyleşide Nezahat ve Kazım Gündoğan Dersim katliamı ve sonrasında Yaşananlar ile Seyit Rıza’nın idamı hakkında birer sunum yaptı.
Soru cevap bölümünden sonra Kazım ve Nezahat gündoğan kitaplarını imzalarken, Yazar ve sanatçı Muzaffer Oruçoğlu selamlanarak “Tohum” ve “Dersim” kitapları tanıtıldı.
Söyleşide ilk sözü olan Nezahat Gündoğan ,Dersim katliamı ile saklanmak istenen gerçekleri araştırmaya (Bir anlamda bireysel kavgalarına) 2012 yılında başladıklarını, o günden bu yana 500 kadar tanıkla görüştüklerini , Dersim katliamı hakkında bilinenlerin çoğunun Nuri Dersimi’nin anılarını yazdığı kitaplara dayandığını ama bu eserlerin gerçeği tam anlamıyla yansıtmadığını,kadın ve çocukların zehirli gazlarla mağaralarda katledilme hikayelerini olayın tanıklarından dinledikçe gerçekleri halkla buluşturma isteklerinin arttığını,tarihsel gerçeklerin sanat sayesinde (Muzaffer oruçoğlu’nun Dersim romanı örneğinde olduğu gibi) daha etkili ve estetik bir yolla halka ulaştırılabileceğinden, Avustralya devletinin Aborjin’lerden özür dilemesine yol açan süreci Marlo Morgan’ın ‘Bir çift yürek’ romanının başlattığından, sanatın olaylara vicdani bir bakış sağlayarak etkili olduğundan bahsetti.
Yazar ve yönetmen Nezahat Gündoğan sözlerine ayrıca ; Tayyip Erdoğan’ın “Dersim konusunda gerekirse özür dileriz” lafına neden olan süreci başlatan şeylerden birinin ‘Dersim’in kayıp kızları’ belgeseli olduğunu, toplumu bilgilendirme işinin daha merkezi ve örgütlü bir şekilde sanat aracılığıyla yürütülmesi gerektiğini, Dersim konusunun ilk kez ‘Barış süreci aldatmacası’ döneminde gündeme gelebildiğini, buna rağmen devletin katliam belgelerini (özellikle katliamın video görüntülerini) halka açmadığını da ekledi.
Daha sonra sözü araştırmacı yazar Kazım Gündoğan aldı, Gündoğan konuşmasında şunları söyledi:
-Seyit Rıza savaş hukuku kuralları bile hiçe sayılarak adil olmayan bir yargılama ile idam edileli 79 yıl oldu.
-Dersim sorunu genel olarak İslamla başlıyor, siyasal İslamın Kızılbaşları ve Müslüman olmayanları İslamlaştırma politikaları 15.yüzyılda yoğunlaştı.
-Dersim sorunu Ebu suud Efendi’nin fetvaları ile başladı.
Osmanlı’dan bu yana egemenler programlanmış katliamlar yaptı.
-Ermeni ve Rum mallarının yağmalanması İttihat ve Terakki tarafından yeni kurulan ulus devlete kaynak yaratmak için organize edildi.
-Cumhuriyet Alevilere ‘Eşit yurttaşlık’ sözü vermesine rağmen bu sözü tutmadı.
-Alevilerin Şeriat karşısında Kemalizme yakın durmasının nedeni temelde iki düşman arasından daha tehlikeli olana uzak durma çabasıdır.
-‘isyan ettiler’ yalanının nedeni katliama meşruluk kazandırma çabasıdır.
-Dersim isyancı ise, Dersim halkı neden ilk meclise beş vekil yolladı?
-İsyan edecek Dersim, devletin Dersim’li aşiretlerden istediği on bin kadar silahın sekiz binini neden devlete teslim etti?
-‘Cahil’ denilen Dersim’de o dönemde neden diğer illerden daha çok okul vardı?
-Dersim’liler neden Çanakkale’de veya Ruslara karşı savaştı?
-Vergilerini neden diğer bölgeler gibi ödediler?
-Neden 30 kadar aşiretten beşi isyana katıldı?
-Meclis neden soykırımla ilgili 150 bin kadar belgeyi halka açıklamıyor?
-Dersim aleviliği İslamla harmanlanmayan otantik bir bölge olduğu için Türkleştirme-Sünnileştirme zor yolu ile gerçekleştirildi.
söyleşi 18.00 de sona erdirildi.