Bölgede Değişime Destek

Halktan ve Emekten Yana Basın Susturulamaz.

 “Basın Özgürlüğü, demokrasinin, toplum düzeninin ve özgürlüklerin temel kuralıdır.”

Kitle iletişim araçları sayesinde bireysel özgürlükler ve insan haklarının öne çıktığı dünyamızda; Hangi nedenle olursa olsun, gazetecilere yönelik, sözlü ve fiili saldırıların artması Yerel Basını Susturmak, toplumun haber alma, bilgilenme hakkını engellemeye yönelik olduğu kadar, basın özgürlüğüne yönelik de bir saldırıdır

Yerel Basın; halkın haber ve bilgi alma talebini karşılayan yapısıyla bir kamu görevini yerine getirmektedir Sorumluluk sahibi ve siyasetçilerin, basın ve ifade özgürlüğü noktasında sorumluluklarını yerine getirmelerini bu noktada demokrasinin güvencesi gazetecilere yönelik her türlü saldırı ve baskı, basın özgürlüğünün de ötesinde halkın haber alma özgürlüğüne yapıldığı anlamına gelir.

Avcılar Belediyesi’nin CHP’li 7 meclis üyesi, bir süredir CHP Grubu’ndan ayrı hareket ederek meclis toplantılarına katılmıyor ya da oylamalarda CHP Grubu’ndan farklı oy kullanıyordu.

Bölgede Değişim Gazetesi’nin İmtiyaz Sahibi Gürsel Karasansar da, Avcılar ve bölge kamuoyunu yakından ilgilendiren tüm bu gelişmeleri gazetesinde eleştirel bir dille haberleştirince 7 meclis üyesinin hedefi haline geldi.

Gazetecinin, yaptığı haberlerde hakaret ve yalan bilgiyi yayma özgürlüğü olmadığı gibi bir başkasının da gazetecilere hakaret etme ve tehdit etme hakkı yoktur.

Dersimliler Derneği olarak; Bölgemizde doğru ve tarafsız yayın yapan, Bölgede Değişim Gazetesi nezdinde yerel basına yönelik her türlü baskı, Sindirme, hakaret ve tehdit nereden ve kimlerden gelirse gelsin karşısında olacağız.

Esenyurt Dersimliler Derneği olarak, Bölgede Değişim Gazetesi ile dayanışma içinde olduğumuzu Kamuoyunun bilgisine sunarız.

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ

Tümünü görmek için tıklayın

MADIMAK’TA KATLEDENLERİ KORUYAN SİYASAL İKTİDAR

MADIMAK’TA KATLEDENLERİ KORUYAN SİYASAL İKTİDAR
ALEVİ HALKININ TALEPLERİNİ KARŞILAYAMAZ!

Madımak’ta 33 canımızın diri diri yakılmasının üzerinden tam 22 yıl geçti. 22 yıl önce katleden zihniyet, hala katletmeye devam ediyor.
Katliamdan bu yana geçen 22 yılda, katliamın kararını verenler, uygulayanlar hala cezalandırılmadı. Katiller “Alevi Açılımı” şovları yapan AKP iktidarı tarafından korunmaya devam ediyor.
Madımak’ta; gerici, faşist güruh, 33 canımızı diri diri yakarken, dışarıda katillere seslenerek “gazanız mübarek olsun” diyen Refah Partili Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu, daha sonra meclise milletvekili olarak girdi. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, alay edercesine “çok şükür otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir” diyebilmiştir. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “olayda ağır tahrik var. Çatışma yok, otel yangınında can kaybı var” diyebilmiştir.
Muhalefet lideri Mesut Yılmaz “olayın büyütülmesini doğru bulmuyorum. Bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi” diyebilmiştir. Görüldüğü gibi, iktidarı-muhalefeti ile tüm düzen partileri katliamı savunmuşlardır.
Aynı düzen partileri, katliamcıları yargılamak ve cezalandırmak bir yana, onları aklamak için ellerinden geleni yapmışlardır. Bir utanç müzesi olması gereken Madımak Oteli’ni, halkımızın tüm taleplerine karşın bilim ve kültür merkezi olarak düzenlemiş, 22 yıldır süren büyük acıyı daha da büyütmüşlerdir. Canlarımızı yakmaya çalışırken ölen 2 katilin isimlerini bu kültür merkezinde şehitlerle yan yana koyan zihniyetin 22 yıl önce Madımak’ı ateşe veren zihniyetten bir farkı yoktur.
AKP de bu anlayışın devamcısıdır. Değişen hiçbir şey yoktur. Akan kanımız hala Madımak’ta orta yerde duruyor. Adalet talebimiz hala yerine getirilmemiştir. Katleden devlettir. Katliam, sadece Cuma namazından çıkan güruhun bir tepkisi değildir. Önceden planlanmış ve uygulanmıştır. Bunun için hiçbir düzen partisi Sivas’ın hesabını soramaz. Hedef sadece Aleviler değil, bu ülkenin devrimcileri, demokratları, kendi geleceği için mücadele veren, hak ve özgürlüklerini isteyen tüm halklarıdır.
Devlet, yüzyıllardır uygulaya geldiği böl Parçala yönet politikaları ile bir kez daha halklarımızı birbirine düşmanlaştırmak ve Alevi halkımıza gözdağı vermek istemiştir. Kerbela’dan günümüze yüzyıllardır yok edilmek istenen, Hz. Hüseyin’in, Nesimi’nin, Pir Sultan’ın, devrimcilerin düşünceleri, direniş kültürüdür. Zalimin zulmüne boyun eğmediğimiz için katlediyorlar. Direniş kültürünü yarınlara taşımamızdan korktukları için katlediyorlar. Korkularını büyütmeye devam edeceğiz. Hz. Hüseyin’in, Pir Sultan’ın torunları da zulme karşı direnişini sürdürecektir.

SİVAS KATLİAMCILARI CEZALANDIRILSIN!
MADIMAK UTANÇ MÜZESİ OLSUN!
AKP, ALEVİ HALKININ HİÇBİR TALEBİNİ KARŞILAYAMAZ!
ALEVİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ

Yaşasın 1 Mayıs

Hɑksızlıklɑrın, eşitsizliklerin, ɑdɑletsizliklerin ve ezilmenin olmɑdığı, emeğin sömürülmediği, ɑydınlık, eşit ve güzel bir dünyɑyı göreceğimiz günlerin geleceği umuduylɑ, tüm emekçi kɑrdeşlerimizin 1 Mɑyıs Emek ve Dɑyɑnışmɑ Günü’nü kutlɑrız.

Yaşasın 1 Mayıs

Haklıyız Kazanacağız

1mayis2

 

Uğurlar Olsun

Büyük ustayı sonsuzluğa uğurlarken ailesi ve sevenlerin başı sağolsun

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞ,

“Cezaevlerinde süren açlık grevleri ile ilgili Yaşar Kemal çarpıcı açıklamalarda bulundu. Görüşlerini kamuoyuyla sıkça paylaşmayan Yaşar Kemal sessizliğini cezaevlerinde açlık grevi yapanlar için bozdu. Kemal, “bugün açlık grevleri tutanların oğulları, babaları da bu mücadelede taraf olacak, bir nesli yok edecekler” dedi”

 

Dersim İsmi İade Edilsin

Basına ve Kamuoyuna!

Sevgili Dersimliler ve dersim dostları. Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) olarak, bugüne kadar dersim üzerinden estirilen çeşitli saldırılara karşı koyduk ve koymaya devam edeceğiz. Bu saldırılardan biri de, bir halkın toplumsal belleğini yok etmektir. Toplumsal bellek bir halkın günü ve geleceği için, nefes alıp vermek kadar önemli bir yerde durmaktadır. Toplumsal belleğe zarar vermek o toplumun benliğini, bilincini, kültürünü ve bir bütün olarak kimliğini soysuzlaştırmak amaçlıdır. Bunun içindir ki mekânlar ve isimleri önem arz etmektedir sevgili dostlar. Dersim ismi ve diğer bölge isimleri bizlerin yani Dersimlilerin kendi dilinden, kendi mayasından, kendi tarihinden, kendi kimliğinden verdiği bir isimdir. Dersim ismi ile biz Dersimliler kendi tarihimizi, kendi kültürümüzü, kendi değerlerimizi, dilimizi, inancımızı hatırlıyor ve önemli ölçüde tahrip edilmiş kültürümüzü artık hatırlamaktan öteye geçmek istiyor ve canlı canlı kendi yurdumuzda kendi ismimizle, kendi dilimizle ve inancımızla yaşamak istiyoruz.

Dersim ismi bizlere klamlarımızı, cemlerimizi bize bizi hatırlamamızı ve toplumsal belleğimizi diri tutmamızı sağladığı gibi tersinden devletin dayattığı isim olan ve devletin tunç-eli olan Tunceli ismi bizlere Türkçe konuşmayı, Türkçe yaşamayı, Türk olmayı, Sünni olmayı ve Tunceli ismi üzerinden artık Dersimi ve Dersim tarihini tüm yönleriyle toprağa gömmeye, cumhuriyetle birlikte alevi, Kızılbaş, kırmanç, kürt kimliğimizi değil Türk olmayı cem evi değil cami yapımlarıyla Sünni olmayı ve nihayetinde biz Dersimlileri tüm benliğimizle tarihten silmeyi amaçlamış ve tarihten silemediği gibi toplumsal belleğimizi oluşturan kültürel birikimlerimize önemli darbeler vurmuştur.

Nihayetin de Alevi, Kızılbaş, Kırmanç Dersimlileri tarihten silemeyenler son zamanlarda içimizi boşaltmayı ve oyalama siyasetlerle bizleri sindirmeye çalışmaktadırlar. Egemen Sünni Türk devletinin son devamcısı olan AKP iktidarı Dersim üzerindeki doğa ve kültür saldırılarını devam ettirmekte ve bunu riyakarca yapmaktadır. Dün Dersimlileri, Alevileri, Kırmançları katledenler bugün bu katliamlarını doğamızı, inancımızı ve dilimizi yok ederek sürdürmektedirler ve bunu kendi yasalarını çiğneyerek yapmaktadırlar. Son süreçlerde yolsuzluk, rüşvet ve halkın sokakları saran tepkileri ve isyanları ile iyice yıpranan AKP iktidarı toplum üzerinde etkisini güçlü kılabilmek için “ileri demokrasi”, “açılım”, “yeni Türkiye” vb. safsatalarıyla pozitif bir algı oluşturmaya çalışıyor. İbresi yere vurdukça tıpkı başörtüye sararak, başörtüsünü elinde paçavra yapan AKP iktidarı Dersim sorununa da sarılarak Dersim sorununu paçavra yapmaya ve halkı oyalayarak iktidarı için pozitif bir algı oluşturmaya çalışmaktadır. Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) olarak oyalama ve aldatma politikalarına ve sorunlarımızı şu veya bu partiye karşı seçim malzemesi olarak kullanılmasına, halkın duygularının riyakârca suiistimal edilmesine izin vermeyeceğiz.

Ve nihayetinde bizler Dersim halkının iradesi olarak Dersim halkının kültürünü kimsenin, meydanlarda seçim malzemesi yaparak suiistimal etmesine izin vermeyeceğimizi belirtir ve AKP iktidarını oyalamalardan, riyakârlıktan ve aldatmalardan vazgeçmeye ve bizim olan Dersim ismini tanımaya çağırıyoruz. Biz Dersimliler neredeyse yüzyıldır devletten bizim olanı istiyoruz. Dersim isminin iade edilmesini istiyoruz.

Bu kapsamda dersime, dersimden dış illere hatta yurtdışından dersime mektup yazılarak başlatmış olduğumuz kampanya sürecinde mektuplarımız adres kısmına tunceli değil dersim yazılı haliyle ulaşmış bulunmaktadır. Dolayısıyla devletin resmi idari mercilerinden dersim olarak kabullenilmiş ve geçmiştir. Kampanyamıza başlama sürecinde de belirttiğimiz gibi dersim yazılı mektuplarımızın dersime ulaşmaması durumun da AKP iktidarına karşı halkın duyguları ve değerleriyle oynadığı için hukuki süreç başlatacağımızı, yada mektupların ulaşması halinde dersimin kabul edilip isminin iade edilmemesi durumun da yine hukuki süreç başlatacağımızı duyurmuştuk. Nihayetinde mektuplarımız ulaştığı için kampanyamızın şuan ki sürecinden itibaren dersim isminin kabul görüldüğü halde devlet tarafından resmi olarak tanınmamasına karşı hukuksal mücadelemizi başlatıyor ve dersim ismimin tanınıp kabul edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyoruz. Dersim ismini resmi literatür de alana kadar hem hukuksal hem de mücadele alanlarında tüm dersimlileri ve dersim dostlarını kampanyamıza güç katmaya çağırıyoruz.

***Dersim İsmi İade Edilsin

***Dersim Onurdur Onuruna Sahip Çık

***Dersimde Barajlara Hayır

***Dersim Be Wayir Niyo

l0Z9Dp
10922565_808475889226364_5 10917822_6348312199558

Dersime gitme..

Bahçeli’nin Dersime gitmesi  bir oyun, bir senaryo bir provokasyon

Yaptığı ırkçı açıklamalar ve nefret söylemiyle Dersimlilere ve Alevi toplumuna hakaret eden MHP lideri kafatasçı Devlet Bahçeli’nin Dersim’e gitmesinden rahatsızız.

Dersim ve Alevi toplumuna hakaret eden Devlet Bahçeli’nin 28 Kasım 2014 tarihinde Dersim’e yapmayı planladığı gezi tahrik ve provokasyondur, MHP lideri İl teşkilatının olmadığı Dersim’e hangi amaç ve yüzle gitmektedir?

Bizler, kafatasçı MHP’yi; Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi ve Gezi’den tanıyoruz. Birçok insanımızın katili olan bu partinin liderinin açık meydan okumasını yeni katliam, soykırım girişimi ve tehdidi olarak anlamaktayız.

Dersim halkı 1937-1938 yıllarında kendisine yapılan bu zülüm üzerine devletten özür beklerken Bahçeli’nin Dersimin değerlerine hakaret içeren açıklamasını gidip Dersim’de söyleyeceğim demesi Dersim halkına geçmişte yapılan bu katliamı gerekirse bugün de yapacağı anlamına gelmektedir.

Devlet Bahçeli’yi bu tavrı ve kastını aşan sözlerinden dolayı şiddetle kınıyoruz. Kendisine tavsiyemiz Dersim’e gitmemelidir.

Yaşanacak olumsuzluk ve provokasyonlardan MHP ve AKP hükümeti sorumlu olacaktır.

 

 

ESENYURT DERSİMLİLER DERNEĞİ

Yenileniyoruz

yok  web Sitemizi yeniliyoruz çok kısa zamanda daha geniş  içerikle sizinle birlikte olmak için çalışıyoruz